Yaşayan olarak...

İnsan olarak...
Kadın/Erkek olarak...
Anne/Baba olarak... sorumluluklarımız var.

Benim bir de hekim olarak sorumluluklarım var.
_______________________________________

Yanda iki soru var.
Kendi yaşamlarımıza ait, istismar öyküleri ile ilgili.
Bunlardan bahsetmek çok rahatsız edici, biliyorum.
Unutmak, üstünü örtmek, gömmek istediğimiz şeyler bunlar.
Oysa... çocuklarımız da bu nedenle istismar ediliyor.

Neler olmuş bilmek, neler oluyor tahmin edebilmek...
Ve elbette dur diyebilmek için !
Yanıtlar mısınız?
_______________________________________

BİZ BİRŞEYLER YAPIYORUZ ARTIK !

Birileri ve birşeyler hakkında konuşmaya başladık;
Çocuk istismarı diyoruz, taciz diyoruz, tecavüz diyoruz...
Kim bunlar diyoruz...
Çocuklarımıza neler yapıyorlar, neden yapıyorlar diyoruz...
Ne olacak bu gidişin sonu, nasıl dur diyeceğiz diye soruyoruz...
Bir haber, bir yazı, bir duyum... başlıyoruz konuşmaya, dertleşmeye,
Ve araştırıyoruz, soruşturuyoruz...
Baktık pis kokular yükseliyor... şikayet ediyoruz, ihbar ediyoruz.
Çocuklarımıza uzanmasın elleri, kolları, dilleri,
Nefeslerinin pis kokusunu duymasın evlatlarımız diye...
Biz bir şeyler yapıyoruz artık.

Biz kim miyiz?
Ben ve Doctus...
Bana inanan, güvenen, destek olan, çatısının altında yer veren Doctus.


Siz de bizimle yol arkadaşlığı yapabilirsiniz.
Amacımız, hedefimiz belli;
Çocuklarımızın esenliği ve güvenliği!

Doctus'ta neler mi konuşuyoruz, neler mi yapıyoruz?
Buyurun, işte bunlar:

3 Ocak 2008 Perşembe

İnternet... bizi affet!

Bu gün Doctus'dan haber aldım.
Milliyet haber yapmış.

Haber şöyle;
Diyanet'ten ''Chat Fetvası''
Diyanet İşleri Başkanlığı, chatleşmenin aile yapısını bozduğunu, gençlerin sağlığını olumsuz etkilediğini belirterek, ailelerden bu konuda tedbir almasını istedi.
Sadece gençlerin ve çocukların değil “anne ve babaların da chat tiryakisi'' haline geldiğini savunan Diyanet, “çocuğun odasına ayrı TV ve ayrı bilgisayar'' alınmasının da sakıncalı olduğunu açıkladı. Diyanet’in bu konudaki uyarıları, aylık yayın organı “Diyanet''in kasım sayısında yayınlandı. Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nde görevli Sosyolog Nesrin Türkarslan’ın kaleme aldığı “Popüler Kültürün Aileye Etkileri'' konulu yazı, özetle şöyle:
“İnternet, gençlerin tüm hayatlarını etkilemektedir. Çocuklar bu sayede konuşmayı ve aileleriyle iletişim kurmayı unutmaktadırlar... Çocukların denetimsiz televizyon seyretmesi, internette gezinmesi, aileden kazanacakları kültürel değerleri ortadan kaldırmaktadır. Ailenin değerleri yok olmaktadır."

Bir ailenin değerleri nasıl yok olur, yok edilir?
Çocuğun aileden alacağı kültürel değerleri yok etmek konusunda nasıl böyle bir suçlama yapılabilir?
Bunlar elbette üzerinde tartışılması gereken konular, ama benim derdim, en azından şimdilik bunlar değil.

İnternetin yalnızca çocuk ve aile üzerine etkileri değil, yaşam, bilim, araştırma ve gelişim üzerine de pek çok etkisinin olduğu yadsınamaz bir gerçek.
Şu anda bu yazıları okuyabiliyorsanız, bunu siz de çok iyi biliyorsunuz zaten.
Yukardaki hükmü veren Sosyolog Nesrin Türkaslanı da eminim yazısını hazırlarken internetin sağladığı kolaylıklardan sonuna kadar faydalanmıştır.
Bundan çok değil 10 yıl öncesinde bir makaleye ulaşmak, o da en yenisi 6 ay önce basılmış olmak kaydı ile, nerdeyse yarım günüme ve epey bir miktar parama mal olurken, şimdi yüzlerce yeni -daha dün basılmış- kaynak, yüzlerce araştırma bir tık mesafesinde bilgisayarımda.

Gidemediğim, göremedim, bundan sonra da gidip göremeyeceğim onlarca ülke, yüzlerce kültür, binlerce mekan... tümü bir tık mesafesinde.

Sanat, tarih, edebiyat...
Adını hatırlamadığım bir sanatçı, ya da eserini hatırlayamadığım bir sanatçının tüm eserleri... yine bir tık mesafesinde.

Ve şimdi okyanuslar ötesi yaşayan biricik yavrum da bir tık kadar uzak bana.
İnternete tu-kaka demem mümkün mü bu noktada.
Elbette ki hayır.

Ama bir şey daha var ki, onu yadsımak da mümkün değil...
Doğru ellerde, doğru şekilde ve bilinçli kullanılmadığı takdirde çok da zararlı olabilecek bir şey internet. Bir sonraki yazım da bunun üzerine olacak.



Kaynaklar;
http://doctus.org/diyanetten-chat-fetvasi-t23335.html?p=210105#post210105
http://www.milliyet.com.tr/2008/01/03/son/sonyas04.asp?prm=0,424098569

Hiç yorum yok: